28 Mart 2017 Salı

Kimyasalsız ve Zehirsiz Ev - 2


 Sirke Mucizesi ve Ev temizliği


Çağımızın en büyük dertlerinden biri aslında bulaşık ve çamaşır deterjanları. Hiçbir makine deterjan kalıntısını tamamen çıkartmıyor.  Soru: Hangimiz kaynatıyor çamaşırlarını, giysilerini eskilerin yaptığı gibi? Cevap: Hiç birimiz. 100°'den daha fazla sıcaklıkta yıkarsanız mikroplar temizlenir ama böyle bir olanağımız olmadığı için yapamıyoruz ki olsada kıyafetin ömrünü çok kısaltır. Hatta kıyafet giyilmez hale bile gelebilir. Çoğu zaman çamaşırlarımızı yıkadıktan sonra çamaşırların üstünde deterjan izi kalır. Bazısı gözle görülür bazısı görülmez. Vücudumuz o deterjanı emer. Bu da uzun vadede sağlık sorunlarına sebep olur. Ne yaparsak bunu en aza indiririz? Tabii ki çamaşırlarınız iyice temizlensin diye çamaşır makinasına deterjan almak zorundasınız, şehir suları kireçli olduğu için kireç çözücü almak zorundasınız ve güzel koksun diye yumuşatıcı almak zorundasınız, Aslında hiçte zorunda değilsiniz eskiden deterjan mı vardı hayır,  diyorum ya her kimyasalın doğadan alternatifini araştırıyorum, işte bir çok temizlik ürünümü doğadan hallediyorum. Biraz zeytinyağı sabunu rendeleyip, karbonat ile karıştırıyorum. Bu karışımla çamaşırlarınızı çamaşır makinasında yıkayabilirsiniz. Yok illa ben deterjan alacağım diyorsanız deterjan ile yıkadığınız kıyafetlerinizin yumuşatıcı kısmına yarım su bardağı sirke dökmeniz yeterli olacaktır. Kıyafetlerinizin deterjan kalıntılarından arındığını göreceksiniz.
Bazen istediğiniz kadar mükemmel ve hatasız şekilde kıyafetlerinizi yıkayın yine de kıyafetlerinizde tuhaf bir koku kalır. Bunun nedeni ise çamaşır makinenizin bir şekilde kirli olmasıdır boru içinde kalan su veya kireç. Bunun içinde yine sirke kullanabilirsiniz. 1/2 çay bardağı sirkeyi deterjan kısmına döküp, kısa programda boşken çalıştırıp içini temizleyebiliriz. Ya da her zaman söyledigim sirkeli suyu. Boş bir fıs fıs şişesine doldurup çamaşır makinasının içine de sıkabilirsiniz.




Lekesi çıkmayan giysinizi önce soğuk suda elinizle yıkayın. Daha sonra lekenin üzerine sirke dökün. Sonrasında giysinizi istediğiniz programda yıkayın. Sonucu görünce şaşıracaksınız.

Şehir hayatı 5 dakika bile sokağa çıksanız Üzerinize şehrin kokusu siner. Eğer kıyafetlerinizden sigara veya istenmeyen kokular çıkmıyorsa, yumuşatıcı kısmına sirke dökün. Kıyafetinizde koku kalmayacak.Bazen çamaşırlarımızı yıkadığımız halde evde kedi veya köpek besliyorsak onların tüylerinin hala kıyafetlerimizde kaldığını görürüz. Bunun için de yine sirke kullanabilirsiniz.Bazen yanlış deodorant seçimi nedeniyle koltuk altımızda beyaz lekeler kalabilir. Yumuşatıcı kısmına sirke dökün ve sonucu kendi gözlerinizle görün.


Ocaklarınızı sirkeli su ile temizleyebilirsiniz.  Kimyasal ürün kullandığınızda ocağın ateşinden o buhar bir şekilde pişmekte olan yemeğinizin üzerine gelir. Aynı şekilde Duşakabininizi temizlerken çamaşır suyu ya da başka yüzey temizleyicilerle temizlediğinizde bu kimyasal kalıntıları sıcak suyu açtığınızda buhar olarak onu solumanıza sebep olur. Burada başta akciğer olmak üzere bir çok organımızı etkiler. 

Sirkenin kokusu kalmaz ama siz yinede sirke kokusu sevmiyorsanız, fıs fıs şişesinin içine koyduğunuz su ve sirke karışımına limon kabuğu parçası atmanız, limon kokulu doğal bir temizlik malzemesine dönüşmesini sağlayacaktır (: 





Ekstra bilgi;

*Fırınlarınızın içlerini kimyasal madde kullanmadan sadece karbonat ve sirke ile temizleyebilir, gönül rahatlığıyla yemeklerinizi pişirebilirsiniz.
*Evcil hayvanlarınıza sirke ile pire damlası yapabilirsiniz. Sadece bit,pire ve kenenin bol olduğu zamanlar da haftada 2 kez uygulamanız yeterli olucaktır.
*Camlarınızı sirkeli su ile temizleyebilirsiniz.
*Kepek probleminiz varsa hafif nemlendirdiğiniz saç diplerinize sofra tuzu döküp, ovalayın 5 dk bekleyin. Zeytinyağlı sabunla yıkadıktan sonra, sirke döküp bekleyin. Sonrasında su ile durulayın. Kepek probleminizi kısa sürede geçecektir.


Temiz ve Kimyasalsız ev zor değil..
Yeter ki isteyin (: 

Kolay gelsin hepinize

9 Mart 2017 Perşembe

Makinesiz Sebze ve Meyve Kurutmalarım


Herkese yeniden merhaba (:

Bugün hatta bu gece diyeyim, kurutulmuş sebze ve meyvelerimden bahsedeceğim.

(Bu depremler bütün uyku düzenimizi bozduğu için geceleri uykusuz kalmaya başladık. Umarım en kısa zamanda normale döneriz)


İlk olarak hepinizin çok sorduğu kurutulmuş sebzelerimden başlayacağım anlatmaya, 
ancak şunu da belirteyim meyve ve sebze farklı vitamin ve minerallere sahip olduğundan ve bu vitaminlerden tam manasıyla faydalanmak için bu sebze ve meyvelerin saklanması, kurutması, kuruttuktan sonra saklaması ve pişirme şekline dikkat edilmelidir. 

Çoğunlukla yazın Gökçeada'daki bahçemizden topladığım özellikle koyu yeşil yapraklı olan maydonoz, yeşil soğan, semizotu, dereotu, taze sarımsak, nane, kişniş gibi sebzeleri kesinlikle güneş ışığı altında kurutmuyorum, karanlık, güneş almayan odalarda kurutuyorum. Her zaman gölgede ve hava akımının olduğu yerlerde kurutmalıyız ki vitamin kayıpları olmasın. Sebzeleri mutlaka gölgede kurutuyorum, diye üstüne basa basa söylüyorum ve temiz bir tülbentle örterek bu işlemi gerçekleştiriyorum. Havalar çok sıcak olduğunda 1 günde kuruyor. Ama kışın yada sonbahar gibi serin havada kurutmak zorunda olduğum bazı sebzeleri ortalama 1 hafta sürede kuruduğu oluyor.







Son zamanlarda çok fazla reklamını gördüğüm "meyve sebze kurutma makineleri"ni kullanmıyorum. Her yaptığım ürünü anadan babadan kalma eski usül ile yapıyorum her defasında da söylüyorum, mutfak robotu yerine bıçak,rende,kevgir üçlüsüyle hallediyorum. Bugüne kadar hiç zararını görmedim manuel olmanın (: El emeğine o yüzden saygım var, zira makine ile babamda yapar (: Sonuçta elektrikle çalışan ve kuruması için hava üfleyen bir cihaz, klima gibi. Evet biz klima da kullanmayız (: Evde fazladan ışık yansa, doğayı düşünür kapatırım, faturayı değil. Özellikle evde üflemeli fırın veya mikrodalga da kullanmıyorum, bana hem doğaya saygılı, zararsız, hem daha organik ve sağlıklı araçlar lazım. 

Zeytinleri çekiçle kırmadığım gibi (: klima yerine vantilatör tercih ettiğim gibi. 

Eski usül mevsiminde kuruttuğum sebze veya meyveleri en iyi şekilde saklama yöntemi bez torba ya da cam kavanozlarda serin ve karanlık yerlerde olur.
Çoğunlukla kargo ne kadar hafif olursa sizin için daha iyi olur diye kuru sebzeleri ve meyveleri kese kağıdında gönderiyorum. 









Kuru meyvelere gelince, çok sulu elmaları eğer hava güneşliyse sadece 45dk-1 saat güneşte tutup, sonrasında hemen hava akımının olduğu gölge bir ortama alıyorum. Kısacası elinizde doğadan faydalanacak şansınız varsa meyve ve sebzeleri mümkün olduğunca güneş ışığına direkt maruz bırakmayın.




Kuru meyveleri tüketmek için ben en çok bitki çayını kullanıyorum, sonrasında gün içinde yanıma alıyorum, dağa çıktığımızda küçük enerji topları gibi atıştırmalık oluyor.  Ya da bazı geceler sadece yulaf ve süt içersem üzerine ekliyorum.

Meyve kurutmada sıvı halden katı hale geçme. Bunu hepimiz biliyoruz. Meyvelerin kalori değerinin, yaş olarak alınandan daha fazla olduğunu biliyor muyuz? Çünkü makinesiz kurutma sırasında meyvenin içerisindeki su miktarı yüzde 80 oranında düşüyor. Bu düşüş esnasında meyvedeki şeker, vitamin ve mineraller yoğunlaşıyor. Yani meyvelerin vitamin değeri yoğunlaşıyor ve damak zevki maksimum seviyeye ulaşıyor. Sıkıştırılmış bir lezzet pınarı oluyor kısacası (:

Yedikleriniz içtikleriniz kan, can olarak geri dönsün diyorum ve bu gecelik blogumuzun sonuna geliyorum.
Son olarak sağlıcakla kalın Kaz Dağlarından en organiğinden sevgiler size...

organik reçelci