20 Eylül 2017 Çarşamba

Konserve Zehirlenmesi

Son bir kaç gündür vakitsizlikten yazmam gereken önemli bir konuyu şimdi yazıyorum.

"Konserve Zehirlenmesi"

Hepinizin bilinçli tüketiciler olduğunu düşünürsek, gıdalarımızın çoğunda çeşitli bakteriler bulunduğunu biliyorsunuzdur. Ancak bunlar doğal şekillerde ve belli bir oranda bulunur.
Bu bakteri sayısı ve türleri çeşitli etmenlere göre değişebilir. Bakterilerin aşırı çoğalması, farklı bakteri türlerinin bir araya gelmesi gibi; bir ya da bir kaçı gıda maddesi üzerinde bulunursa, söz konusu besin, vücuda bir nevi truva atı gibi girer ve gıda zehirlenmesine yol açar. Pişirme süresi, ısısı  ve bekleme süre faktörleri gıda üzerilerindeki bakteri oluşumlarında doğrudan rol oynar.

Gıda zehirlenmelerinin %90’ı özellikle ya uygun süre ve sıcaklıkta pişirilmeden kapatılan kavanozlar ya da pişirilmeden tüketilen konserveler yüzündendir.

Müşteri kitlemin bilinçli tüketici olduğundan emin olduğum için, daha önce bilgilendirme gereği duymadığım yazıyı, n'olur n'olmaz diye genel olarak yazma ihtiyacı hissettim. 

Domates ve biber konservesi yaparken, öncelikle hijyen konusuna dikkat ediyorum.
Kendime yaptığım kazanda sizlerin de domates veya biberlerini pişiriyorum.
Yani hepimiz aynı kazanda yiyoruz.
Sofralarımıza çeşitlilik katarken; sağlığımızı da koruyabilmek için konserve ve turşu gibi salamura besinlerin hazırlanması, saklanması ve tüketilmesinde dikkat edilmesi gereken hususların en önemlisi, ısıya dayanıklı cam kaplar kullanılmasıdır. 
Yani cam kavanozlar.
Kavanozların hepsi daha önce kullanılmamış cam ürünü satılan dükkanlardan alınan kavanozlardır ki biz; yıllardır aynı firma ile çalışıyoruz.
Aynı şekilde kapaklar konusunda da hassasım. Sıfır kapak olmazsa olmazımdır. Bazen üzerinde başka bilindik bir markanın kapağını kapatıp satanlar görüyorum facebook veya instagramda. 20-30 kuruşa satılan sıfır kapak sizin hayatınızdan değerli olmamalı diye düşünüyorum.
Neyse..
Aldığım kavanoz ve kapakları kaynar sularda, sadece zeytinyağı sabunu rendesiyle yıkıyorum, kağıt havlular ile kurutuyorum. 
Domatesleri kabuklarını soyduktan ve kestikten sonra tuzu ve yağıyla iyice kaynatıp pişirdikten sonra başka bir tencerede kaynamakta olan sıfır kapaklarla anında kapatıyorum.
Bilek gücü isteyen, ellerin yanmasını düşünmeden, 1-2 saniye bile beklemeden hemen kapatılması gerektiğinden çok yorucu bir iş. Hele ki tek seferde 100-200 kg domatesten yapıyorsanız (sürekli kollar havada ve tabii ki yaz aylarında gündüz vakti sıcakta yapıyorsanız) gerçekten yorucu.

Bu kavanoz kapakları tabii ki fabrikasyon ve aşağı fotoğrafta okla gösterdiğim beyaz halka şeklindeki yerin malzemesi plastik ve kaynar sudan çıkan kapağın o kısmı cam kavanozun ağzıyla birleşiyor. Birbirlerine değip sıcakla temas edip ters kapanınca vakum etkisi görüyor. 




1 gün süreyle ters kapalı bekleyen kavanozu ertesi gün düz şekline çevirdiğimizde, basınçtan ötürü kapağın üst ortası içeri göçmüş oluyor. Bu da siz kavanozu açana dek ortalama 1-2 sene tazeliğini koruyor anlamına geliyor. Sizden hep kapakları açması çok zor karşılıkları alıyorum, kusura bakmayın iyiliğiniz için. İyi ki zor açılıyor. (:



Bazen fabrikasyon hatası, okla gözüken plastik halka tam denk gelmiyor ve siz kapağı sımsıkı kapattım sanıyorsunuz ve ters çevirip bekliyorsunuz fakat kavanoz zaman içinde yavaş yavaş hava alıyor ve oksijenle birleşip zehirli bakterileri üretmeye başlıyor. İşte tam da bu yüzden marketlerde de kapağı bozuk, yere düşmüş ezik, çizik konserveleri almayız ve üzerilerinde de uyarı notu bulunur. 
Cam konservede zaten bunu anlarız içi görünür. Kapak şişer ve konserve artık yenmez. Nasılsa pişince bakterisi ölür mantığı da son derecede yanlış ve ölümcül bir hatadır. 





Malesef elimde kapağı bozuk konserve olmadı ve fotoğrafını çekemedim ancak internetten alıntı bir fotoğraf her şeyi gösteriyor. Domates konservesi sağlam ve bozuk olan yan yana, hemen diğer fotoğrafta da kapalı ayranın şiştiği kapak gözüküyor. 





Yani kısacası; konserveler tüketilmeden önce mutlaka kontrol edilmelidir. Kavanoz kapağının şişmemesi, kenar kısımlardan sızıntı yapmaması, kapak açılırken fışkırma yapmaması ve kendine has koku ve renkte olmasına dikkat edilmelidir. 

Şimdilik bu kadar (:



6 Eylül 2017 Çarşamba

Lavanta Yağı

LAVANTA YAĞI 

Lavanta ve lavanta yağı, aromatik bitkiler arasında en güzel kokuya sahip olan bitkilerden biridir. Lavanta yağının yalnızca bir kaç damlası ile bir çok konuda yarar sağlayabilirsiniz.
Tabii ki en doğalından, gerçek ve az bulunanından.




LAVANTA YAĞININ SAÇA FAYDALARI NELERDİR?

  • Saç dökülmesini önler. 
  • Saçkıran için de kullanılabilecek bir yağdır. 
  • Bitlenmeyi engelleyici özelliği de vardır. Lavanta yağının kokusu sayesinde bitler saçtan uzak durur. Yalnız çocuklar için kullanacaksanız öncelikle mutlaka bir doktora danışmalısınız. 
  • Kepekleri yok eder.
  • Saçların daha çabuk uzamasını sağlar.
  • Saç kepeklerini giderici ve saç köklerini besleyerek dökülmeleri önleyici etkisi olabiliyor. Saç derisine masaj yaparak uygulayabilirsiniz.
3-4 damla Lavanta yağını, 2-3 damla kantaron yağını bir kasede karıştırıp saçınıza uygulamadan önce cildinizde küçük bir bölgeye sürün ve alerjik reaksiyon olup olmayacağını görün. Eğer alerjik reaksiyon olmadıysa, yağı masaj yaparak saç diplerinize uygulayın. Saçınıza havlu veya streç film sarın ve 10 dakika bekleyin. Haftada 3-4 gün bu uygulamayı yapabilirsiniz. Saça olan faydalarını tam görebilmek için bu uygulamayı 2 ay boyunca tekrarlayın.



LAVANTA YAĞININ CİLDE FAYDALARI NELERDİR?
  • Bir pamuk yardımıyla dudaklarınıza bir kaç damla yağ sürmeniz çatlamaları önleyebiliyor.
  • Yaşlanma karşıtı olarak kullanılabilir. Yaşlanma ile ortaya çıkan kırışıklıkların azaltılmasına fayda sağlar.
  • Temiz bir pamuk yardımıyla yaralarınıza süreceğiniz birkaç damla lavanta yağı yaralarınızın daha hızlı iyileşmesini sağlayabilir.
  • Yanıkların ve yaraların çabuk iyileşmesine yardım eder.
  • Egzama ve sedef hastalığı gibi cilt hastalıklarına yarar sağlar.
  • Akne ve sivilceleri yok edici etkisi vardır.



LAVANTA YAĞININ GENEL OLARAK DİĞER ÖZELLİKLERİ 
  • Soğuk algınlığı için oldukça faydalıdır. Boğaz enfeksiyonları, öksürük, grip, astım, sinüs tıkanıklığı, bronşit, boğmaca, larenjit ve bademcik iltihabı gibi çeşitli solunum yolu rahatsızlıkları için kullanılabilir. Bazı etkileri için boyun ve göğüs bu yağ ile ovulabilir. Suya iki üç damla kadar damlatıp buharını soluyabilir. Balgam söktürücü özelliği de vardır.
  • Strese iyi gelir. Lavanta aroma terapisinin strese iyi geldiğine dair birçok çalışma yapılmıştır. Bunlardan birinin sonucuna göre, günde 80 mg lavanta yağı kullanan kişilerde depresyon oranında %32.7’ye kadar azalma görüldü.
  • Kas ağrılarına fayda sağlar. Aynı zamanda romatizma, burkulmalar, sırt ağrısı gibi ağrılar için de faydalı bir yağdır. Düzenli şekilde masaj yapılarak kullanıldığında ağrıları hafifletir.
  • Uykusuzluğa iyi gelir. Yastığınıza bir kaç damla lavanta yağı damlatarak daha rahat bir uykuya geçiş aşaması sağlayabilirsiniz. Uykusuzluğa karşı etkileri için, uyumadan önce boynunuza, göğsünüze yada bileklerinize lavanta yağı sürebilirsiniz. Bu sayede vücudunuzda rahatlama olur ve rahat bir şekilde uyuyabilirsiniz.
  • Baş ağrılarını hafifletici özelliği vardır. Migren gibi şiddetli baş ağrılarına iyi gelir. Nöroloji European Journal dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, 15 dakika boyunca lavanta yağı solunduğunda migren ve baş ağrılarında önemli azalmalar görülmüştür.
  • Doğal bir parfüm olarak kullanılabilir. Mükemmel kokusu sayesinde adeta bir parfüm özelliği vardır. Parfüm olarak kullanmak ve güzel koku yaymak için 2-3 damla yağı avuç içinize damlatın. Ellerinizi birbirine sürtün ve kıyafetinize yada cildinize sürün. Bu şekilde güzel kokabilirsiniz. Parfüm elde edilebilecek bir diğer yöntemde ise püskürtme yapabileceğiniz bir şişeye bir bardak su doldurun. Suyun içine 2 damla lavanta yağı damlatın. Püskürtme şişesini çalkalayıp püskürtebilirsiniz. Bu sayede güzel koku etrafa yayılacaktır. Sedir ağacı yağı gibi yağlarla birleştirerek de kullanabilirsiniz.
  • Mide bulantısını yatıştırır. Mideniz bulanıyorsa yada midenizin bulanacağını hissediyorsanız, yine bu yağı kullanabilirsiniz. Bunun için kıyafetlerinize birkaç damla lavanta yağı püskürtebilir yada bileklerinize bu yağdan sürebilirsiniz.